literature

Nafile

Deviation Actions

aryaneth's avatar
By
Published:
198 Views

Literature Text

        Bana bakan gözler boş, karanlık ve sevimsiz. Bir zamanlar bende kargaşaya yol açan, beni yolumdan çıkartan, mantığımı ele geçiren bu gözler artık anlamını yitirmiş özlü sözler gibi. Renginde, kendimi durduramayıp atladığım, doyamayıp saatlerce yüzdüğüm bir okyanusu hayal ederken şimdi tekin olmayan, hastalıklı, bulaşıcı bir çift küre var karşımda. Nasıl oldu da hayran oldum bu gözlere, nasıl oldu da sevdim sahiplerini, bilemiyorum.

Oysa o, bütün bu düşündüklerimden habersiz, itici bakışlarını üzerimde tutmaya devam ediyor. Kırmızı rujlu dudakları kımıldıyor, açılıyor, kapanıyor, konuşuyor, soruyor, yanıt bekliyor, terliyor, titriyor, göz bebekleri büyüyor, küçülüyor, yanağından siyah siyah süzülen tek tük yaş topakçıkları beraberinde rimelinden parçalar sürükleyerek çenesinden tenime düşüyor. Bütün bu manasız çabalarında hep bana doğrultuyor o kan kusan gözlerini. İlk başta sımsıkı kapalı bulduğum, benim merakımı uyandırıp karşı koyulmaz girdabında sürükleyen o esrarengiz pencereler açık kalmış. Zindan hayatından özgürlüğüne kavuşan yaratık yönünü şaşırmış, şimdi bütün gücüyle bana saldırıyor. Bense aldırmıyorum. Dinlemiyorum, duymuyorum, hareket etmiyorum, tepki vermiyorum. Yağmurun kaldırımı dövdüğü gibi tenime düşen yaşlarını bile hissetmiyorum; tek bildiğim her birinin buharlaşmasından aldığım zevk.

Karşımdaki ise pes etmiyor. Utanmadan, sıkılmadan çırpınmalarına devam ediyor. Bana öyle görüyor ki teslim olmayacak. Koydu kafasına bir kere, avucunda kıstırdı ya kendince beni; kolay kolay vazgeçmeyecek. Uzun tırnaklarıyla tutunmaya çalışıyor bana; gitmeme izin vermeyecek. Bir an olsun bile aklının ucundan geçmiyor benim onu istemediğim. Bir an olsun bile düşünmüyor gözümde kendisinin yırtık pırtık, eski püskü bir kumaş parçasından farksız olduğunu; işlemelerinin, yaldızlarının solduğunu. Zorla giydirmek istiyor kendini; sarmalamaya çalışıyor beni, hatırlatmak istiyor sanki koynunda geçirdiğim saatleri; ama bu debelenmelerin hepsi fazlalık. O kadar kör ki, uğruna kendini paraladığı şu adamı aşkın çok önce terk ettiğini fark edemiyor.

Çekip gidiyorum. Adımlarımı saya saya ama bir o kadar da pervasızca uzaklaşıyorum ondan. Arkama bakmıyorum. Asla neden sevdim diye sorgulamıyorum kendimi bir daha. Unutmak, benim görevim. Uzaktan bir yerden çığlıklarının yankıları fısıltı halinde geliyor kulağıma; işitmiyorum. Birikimimin hiçliğinde kayboluyor bu varlığından yokluğundan emin olamadığım ses; belleğimden siliniyor. Bense yoluma devam ediyorum, açılacak yeni yeşil-mavi okyanuslar, keşfedilecek yeni karalar arayışında.

Sorunluyum aslında; yürüyorum belki ama hep aksak, dengesizce. Ben topalın tekiyim işte, ne acıyın ne de hor görün beni. Emin olduğum bir şey varsa o da bilmediğim.

Gerisi mi? Bilmiyorum.
Comments0
Join the community to add your comment. Already a deviant? Log In